Ölüm karşısında insan çaresizdir. Bunun tek sebebi vardır aslında bu deneyimi bir gün kendisinin de yaşayacağı bilincidir. ‘Tesellinin ortaya çıkması için ‘ihtimal’ mutlak surette gereklidir. Yani daha doğru bir ifadeyle ihtimal dahilinde ise teselli işe yarayabilir. Ancak ölüm mutlak sondur ve hiçbir teselli kabul etmez. Birisi bir yakınını kaybettiğinde, insanın ne yapacağını ne diyeceğini bilememesi kaçınılmazdır. Böyle durumlar için insanın elindeki tek seçenek susmaktır. Ölüm kelimelerle anlatılamayacak kadar zor bir o kadar da karmaşık bir olaydır. Kelimeler, yaşayanlar içindir. Hiçbir dil, ölümü açıklayamaz. Bu ne dilin ne de ölümün sorunudur. Bilinçli olmanın belki de en acınası tarafı budur. İnsan ölümü bilir ancak onu açıklayamaz. Tam da bu yüzden varoluşumuz da bir boşluk oluşur. İyi ki var oldum diyemeyiz çünkü biliriz ki mutlaka yok olacağız. Varoluş sıkıntısı, var olduğumuz için değil yok olacağımızı bildiğimizden oluşan bir sıkıntıdır. Ve korkarım ki dostlarım, bu sıkınt...
...
Kelimeler arıyorum;
En güzel, en acı, en keskin.
Maziyi, günü, geceyi karıştırıyorum;
En derin, en ıssız, en hüzünlü.
Ezeli olanın başına,
Ebedi olanın sonuna ,
Dilsiz anların destanına,
Bahsi geçmeyeni anlatmaya,
Bastığım topraktan, fezaya,
Eşsiz kelimeler arıyorum.
Şiirime katık edeceğim;
Her tat duygudan.
Her nefese pay edeceğim;
Tıka basa arzudan.
Aman sana, koca dünya,
Diz çöktü bu garip.
Çek zulüm gözlerini,
Sormasana besbelli.
Orayı burayı eşeleyip,
Unutulmuş kelimeler arıyorum.
Bir yaşama, bin ölüme,
Bin yaşanana, bir yaşayana,
Ardımı örtecek abideye,
Kelimeler arıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder